2025 Tarayıcı Güvenlik Raporu, kurumsal güvenlik alanında yeni bir dönemin başladığını gösteriyor. Kimlik yönetimi, SaaS uygulamaları ve yapay zeka (AI) tabanlı araçların kullanımı, tarayıcı katmanında birleşerek karmaşık ve görünmez tehdit yüzeyleri oluşturuyor. Geleneksel DLP (Data Loss Prevention), EDR (Endpoint Detection and Response) ve SSE (Security Service Edge) çözümleri, bu yeni tehditlerin çoğunu algılamakta yetersiz kalıyor. Bu durum, güvenlik ekiplerinin tarayıcı oturumları, yapıştırma işlemleri ve uzantı aktiviteleri gibi kritik olaylarda kör noktalarla karşılaşmasına neden oluyor.
GenAI ve Veri Sızıntısında Yeni Paradigma
GenAI araçlarının kurumsal iş akışlarına entegrasyonu, veri sızıntılarında yeni bir kanal açtı. Rapor, çalışanların %77’sinin hassas verileri GenAI istemlerine yapıştırdığını ve %82’sinin bunu kişisel hesaplar üzerinden gerçekleştirdiğini ortaya koyuyor. Bu durum, PII (Personally Identifiable Information) ve PCI (Payment Card Industry) verilerinin %40 oranında yüklenen dosyalarda yer almasıyla birleşince, geleneksel DLP çözümlerinin bu yeni veri akışlarını takip edemediği anlaşılıyor. MCP istemcisi gibi gelişmiş izleme araçları henüz bu katmanda yaygın değil ve Pydantic AI gibi modellerin tarayıcı içi entegrasyonları, veri sızıntılarını daha da karmaşık hale getiriyor.
AI Tabanlı Tarayıcılar: Yeni Bir Saldırı Yüzeyi
OpenAI’nin Atlas, Arc Search ve Perplexity Browser gibi AI destekli tarayıcılar, kullanıcı deneyimini geliştirirken aynı zamanda yeni güvenlik riskleri doğuruyor. Bu tarayıcılar, büyük dil modellerini doğrudan tarayıcı katmanına entegre ederek gerçek zamanlı içerik analizi yapabiliyor. Ancak bu yetenekler, oturum belleği sızıntıları, görünmez otomatik istemler ve paylaşılan çerezler yoluyla kimlik sınırlarının bulanıklaşmasına yol açıyor. AsyncRAT gibi gelişmiş uzaktan erişim araçlarına benzer şekilde, bu tarayıcılar da görünmez ve dosyasız veri sızdırma yolları oluşturuyor. Kurumsal güvenlik çözümlerinin bu yeni tehditleri algılayabilmesi için tarayıcı tabanlı oturum izolasyonu ve gelişmiş politika uygulamaları şart.
Yönetilmeyen Tarayıcı Uzantıları: Tedarik Zincirinde Kritik Risk
Kurumsal kullanıcıların %99’u en az bir tarayıcı uzantısı kullanıyor ve bunların yarısından fazlası yüksek veya kritik izinlere sahip. %26’sı yan yükleme yoluyla kurulmuş, %54’ü Gmail hesapları tarafından yayımlanmış ve %51’i bir yıldan uzun süredir güncellenmemiş durumda. GenAI ile ilgili uzantıların %6’sı ise kötü amaçlı olarak sınıflandırılıyor. Bu durum, konteynerlerin rastgele SSH portları açması gibi beklenmedik güvenlik açıklarına benzer şekilde, her uç noktaya gömülü yönetilmeyen bir yazılım tedarik zinciri oluşturuyor. Güvenlik ekiplerinin bu uzantıların kod değişikliklerini ve etkinliklerini gerçek zamanlı izlemesi, saldırı yüzeyini azaltmak için kritik önem taşıyor.
Kimlik Yönetiminde Tarayıcı Temelli Riskler
Rapor, kurumsal girişlerin %68’inin SSO (Single Sign-On) dışında yapıldığını ve %43’ünün kişisel hesaplar üzerinden gerçekleştiğini gösteriyor. Ayrıca kullanıcıların %26’sı birden fazla hesapta şifrelerini tekrar kullanıyor ve %8’i tarayıcı uzantılarının kimlik bilgilerine erişimine izin veriyor. Bu durum, Scattered Spider gibi gelişmiş tehdit aktörlerinin parola yerine tarayıcı oturum belirteçlerini hedef almasına zemin hazırlıyor. Kimlik yönetimi IdP (Identity Provider) katmanında sonlanırken, risklerin tarayıcıda başlaması, güvenlik mimarisinde yeni yaklaşımlar gerektiriyor.
SaaS ve Mesajlaşma Uygulamalarında Sessiz Veri Sızıntıları
Geleneksel dosya yükleme iş akışları yerini tarayıcı tabanlı yapıştırma ve AI istemlerine bıraktı. %62’si mesajlaşma uygulamalarına yapılan yapıştırmalar PII veya PCI içeriyor ve %87’si kurumsal olmayan hesaplar üzerinden gerçekleşiyor. Kullanıcılar günde ortalama 4 hassas bilgi parçasını kurumsal olmayan araçlara yapıştırıyor. Rippling ve Deel gibi olaylarda, ihlaller kötü amaçlı yazılım veya oltalama içermeyip, izlenmeyen tarayıcı içi sohbet uygulamalarından kaynaklandı. Bu durum, güvenlik ekiplerinin uygulama katmanından ziyade tarayıcı katmanında görünürlük kazanmasının önemini vurguluyor.
Geleneksel Güvenlik Araçlarının Sınırları
EDR süreçleri uç nokta aktivitelerini, SSE ağ trafiğini ve DLP dosya hareketlerini izliyor ancak oturum içi olayları, hangi SaaS sekmesinin açık olduğunu veya hangi uzantının betik enjekte ettiğini göremiyor. Bu nedenle gölge AI kullanımı, uzantı etkinlikleri, hesap geçişleri ve oturum kaçırma gibi kritik olaylar gözden kaçıyor. Modern tehditlerle başa çıkmak için tarayıcıya özgü, oturum seviyesinde çalışan ve kullanıcı deneyimini bozmayan yeni güvenlik yaklaşımlarına ihtiyaç var.
Oturum-Native Güvenlik Kontrolleri: Yeni Standart
Güvenlik ekipleri, kopyala/yapıştır ve dosya yükleme aktivitelerini uygulamalar arasında izleyebilen, yönetilmeyen GenAI araçları ve uzantıları tespit eden, oturum izolasyonu sağlayan ve SSO’yu her yerde uygulayan çözümler arıyor. Dosya dışı etkileşimlere DLP uygulamak da bu yeni yaklaşımın bir parçası. Modern tarayıcı güvenlik platformları, kullanıcıları yeni bir tarayıcıya geçirmeden bu kontrolleri sağlayarak, güvenlik ve üretkenlik arasında denge kuruyor.
Sonuç ve Öneriler
2025 Tarayıcı Güvenlik Raporu, tarayıcının kurumsal ortamdaki kritik ve savunmasız uç nokta konumunu veri zenginliğiyle ortaya koyuyor. Milyonlarca gerçek oturumdan elde edilen içgörüler, mevcut güvenlik kontrollerinin nerede yetersiz kaldığını ve modern ihlallerin nasıl başladığını haritalıyor. Güvenlik profesyonelleri, MCP istemcisi gibi gelişmiş izleme araçları, Pydantic AI tabanlı analizler ve konteyner güvenliği uygulamalarını entegre ederek, tarayıcı tabanlı tehditlere karşı proaktif önlemler almalıdır. Ayrıca, yönetilmeyen uzantılar ve AI destekli tarayıcılar gibi yeni saldırı yüzeylerini anlamak ve kontrol altına almak, veri sızıntılarını ve kimlik ihlallerini önlemede kritik rol oynayacaktır.
